Okuyan
Siz Siz hiç canı sıkılan bir tanrı gördünüz mü
Aslında kolay bir şey değil
Çünkü her köşe başında ya da her kibrit kutusunda bir tanrı yetişmiyor
Mevcut olanların da pek çoğu taa eski zamanlardan kalma
Hani hatırlarsınız Adem vardı bir de elma
Ya da yüce bir dağın başında oturan Olimpos sevdalısı
Ateşin içinde doğan da oldu bir ağacın kovuğundan çıkan da
Ama hepsi evet hepsi çok uzun bir zaman önce oldu
Bizim canı sıkılan Tanrı’ya dönelim
İlk heves en az 63.000 mezmur yazdırmayı düşünmüştü sonra bu belki çok dedi ve 600’de karar kıldı
hayalinden neler geçiyordu
süslü ve renkli mürekkeplerle parlak kâğıtlara yazılacak okunmaktan ziyade billur camekanlarda sergilenecekti
bu 13000 yıllık diyeceklerdi bunu yazan kör oldu
Neticede tanrı bile olsanız söz insanı bağlıyor bugünlerde artık kimse okumuyor tanrı kelamını bile
Varsa yoksa o küçük ışıklı cam parçaları elleriyle gözlerinin arasında yeni belirivermiş lanetli bir uzuv şeytani bir oyuncak gibi yer eden teknolojik haşerat
Ve maalesef biliyor ki artık o kadim dili o ilahi metni okuyan okumanın ne kadar tanrısal ve yazmaya kardeş olduğunu sezen şu koca alemde yalnızca bir tek yaşlı deli huysuz çirkin ama hala imanla okuyan kaldı
Boşuna canı sıkılmıyordu tanrının çünkü tanrılar da ölürdü ve tanrılar sözleri artık tutulmadığında değil çok daha evvel okunmadığında ölürlerdi
Kısa zaman sonra canı sıkılan tanrı öldü