...

Verba volant, scripta manent

21 Nisan 2025 Pazartesi

Ruhunu satmak



“Saksağanlar,
Parlak şeylerin hırsızları…”


Bir adamı tarif ederken karakterinden bahis olmalı. 

Biz öyle öğrenmiştik evvelce. 

Edep yani. Kısa , kel , kör , topal demek ayıp değil mi ?


Oysa Zemher fiziken de , kişilik olarak da tasvir edilse bir kuşa , hadi iddialı olsun bir kargaya benzerdi. 

Yemek yiyişi , daldan dala hercai fikir ve halleri , burnunun üst dudağıyla gagayı andırır birleşimi , onu az çok tanıyan herkese bu fikri verirdi. 

Ama birisi, onu çok iyi bilen birisi , sabun belalısı bir kargadan çok , parlak şeylere meftun bir saksağan olduğunu sezmişti. 

Kimse için cazip olmayan Zemher acayip bir sır barındırıyor olmalıydı. 

Onun ruhuna duyulan bu iştiyak “Ateşin oğluna” boşuna gelmemişti ya...


Kandırılması kolay oldu. 

Parlak ve sarı şeyler uğruna ruhunu sattı. 

Bir bonbon şekerinin boş jelatini , taşı düşmüş sarı bir yüzük , kırık bir ayna , kalp bir altın para , pili bitene kadar davul çalan bir maymun ve kıyamete kadar tüm kızıla çalan gün batımlarını ön sıradan görme hakkı. 


Hangisi daha baştan çıkarıcıydı bilmem ama nihayetinde ifrit bir ruh , saksağan ise tüm kızıl gün batımlarını kazandı. 


İşte böyledir. 

Bazı kuşlar altınla altını takas etmeyi iyi bilir. 

İnanmadınız mı?

İlk gördüğünüz “zemmmmheeeer” diye uçan saksağana sorun. 


Haktan Nuri. 

12/02/2025