...

Verba volant, scripta manent

16 Aralık 2013 Pazartesi

seven year itch





hani,
hiç bırakmayacaktın beni?

arkanda,
geçmişinde,
kederimde bırakmayacaktın.
kendimi bulup bilemeyecektim...

saf ve serin senin sevgin.
içimdesin.
işte böyle,
hala içimdesin...

haktan nuri..
10/12/2020


california blue..

3 Aralık 2013 Salı

savaş esiri




son iki tahta parçası kardeşlerimi ısıtacak,
sonra kedinin karnı var.
dün gömdüğüm annemin saçaklara sinen sesi.
birkaç paçavra ve teldolab iskeleti.
askere giderken bırakılmış serveti.
rum mahallesinden öksüz serseri.

avurdumda kurtlanmış şarapnel yırtığı,
biteviye çınlama ucu eksik kulağımda.
kan tadı kan tadı,
kurt kapanı dünyada.

sıcak,
dalga dalga sıcak.
omurgamdan odsuz kızıl fışkıracak.

sen kimseyi sevemezsin ki.
lacivert örtülü sandukada deniz "gizli gizli".
sizli bizli.

bitti mi mutluluğun resmi?

Haktan Nuri..

21 Kasım 2013 Perşembe

kış

ajans haberlerinden geçti
soğuk ve yağışlı hava yarın geliyormuş
bu içimdeki soğuk ne o zaman
içime akan damlalar yağmur değil mi
yarın gelecekse soğuklu yağmur
bana gelen neydi

hangi zamanların zemherisi saklandı içime
ne zaman kaybettim son sıcağımı
gemim batarken mi
menekşe sapından koparıldığında belki
yoksa annem giderken mi

aşklar tenlere kilitlendiğinde mi soğudum yoksa
ruhlar bedenlere yetmediğinde mi sağnak oldum
hangi ateş eritir gönlümün karını
ağustos güneşi mi beklemeliyim şimdi




 üsküdara kış gelmez
sen kışı nereden taşıdın ki ?

"saklanmış bi yere demek"


sıcağımı vereyim ben sana.
her gece ateş basıyor ruhumu bildiğin gibi.
kışa fayda etmez de belki,
ısıtacaktır ayak parmaklarından en az birini..

///

sevdim ben seni.
mukavvadan bir kadındın.
diriltim,can üfledim.
sever misin diye beni...

///

hocam geldi.sual etti.
üzerine düşelim dedi.
bir iş bulsan kafii madem,
adam olmaya çalış dedi...

Haktan Nuri..

1 Kasım 2013 Cuma

tabula rasa

Once you label me you negate me. 

Kierkegaard

"momento mori"  zaman ölümlüdür ,
fanisin...

///

kulaklarımda bir uğultu,
ateş baskını gecelerdeyim.
özlediğim ne ,
ne zaman bileceğim...

///

ah haşmetli azap...


is anybody here remember Vera Lynn?

18 Ekim 2013 Cuma

ama




ama biz seni çok sevmiştik.
saçlarını topladığında bile,azarladığın nazarlarda bile.
"ben sana hiç sevgilim demedim" dediğinde bile sevmiştik.

bu hiç birşeyi değiştirmeyecek dediğin,
son kez koynumda uyandığın o erken sabah ta bile,
kendine iyi bak dediğin elvedanda bile seni sevmiştik.

her ağladığımda gözlerini kaçırdığın,
son kez hadi evlenelim dediğimde gülüverdiğin,
ama bana elveda deme dediğin çaresizlikte bile sevmiştik.

dalgalar,
rüzgarlar,
cehennemler,
mıknatıslar,
somunlar,
şimşekler,
erguvanlar,
kapılar için mi sevmiştik?

söylesene sevgili biz seni ne için sevmiştik?

Haktan Nuri..
24/04/2011

8 Ekim 2013 Salı

vazife

ne üstüne vazife senin?
söyle sen kimsin...
çok rahatsız edici,
beni takip edişin.
değil mi ki buymuş kaderin,
edebinle silinip git derim...





Come not, when I am dead,
To drop thy foolish tears upon my grave,
To trample round my fallen head,
And vex the unhappy dust thou wouldst not save.
There let the wind sweep and the plover cry;
But thou, go by.

Child, if it were thine error or thy crime
I care no longer, being all unblest:
Wed whom thou wilt, but I am sick of Time,
And I desire to rest.
Pass on, weak heart, and leave to where I lie:
Go by, go by.

Lord Alfred  Tennyson

10 Eylül 2013 Salı

bulutlar geliyor






bir bulut gördüm.
günlerce düşünmüştüm.
özlemiş ara ara kendime küsmüştüm.
ingilizce düşünmüş, fransızca sevişmiştim.
burnum akmış, ağladığımı anca farketmiştim.
boynumda bir yer yaşımı elevermiş, gücenmiştim.
evde biri varmış gibi musluğu açık bırakıp, seslenmiştim.
içimde toz olan sevdanı nefesimle hoh deyip, temizlemiştim.
sen yoktun, deniz olan bir memlekette ziya/desiyle mesuttun.
sana ihanet olmasın yine yaşamam diye, ben mutlu bir anıda donup kalmıştım.
baktım müjdeci bir bulut gelmiş, işte ben o bulutu gözüm kapalı bile görmüştüm.

Haktan Nuri..
10/09/2013


do not , do not...

23 Ağustos 2013 Cuma

sütten gelen

Remember,remember,the fifth of november...


haydi uyan bebek.
kalk oğlum.
ve renkli gözlü kızım.
haydi uyan..

çırpına çırpına ölmek için,
haydi uyan.
üzerimizden eksilmeden şevvalin mehtabı,
uyan da ölelim birazdan.

sürerdi acıyan göze şifacı ninem,
derdi sütten gelen şifa lohusam.
iki elim iki mememde,
akmaz mı bir damla bile.
oysa sıktım kanayıncaya,
kurumuş dudağına sürmeye.
haydi uyan bebek demeye..

göğsüne taş mı koydular?
ciğerine mayii?
alamadığın o son nefes,
çepeçevre SARİN idi.
ne örtsem ağzına kar etmedi,
sütüm desen zaten gelmedi.
gökten ölüm geldi,
sütten şifa gelmedi..

haydi uyan bebek,
kalk oğlum,
ve renkli gözlü kızım,
haydi uyan..

bak gökyüzünde zehirli dolunay var,
aşkı yanılgısız bilen,
ölümü gören,
manası kendinden dolunay var..

Haktan Nuri..









20 Ağustos 2013 Salı

Kirpik

Bir günümüz,
Bir saatimiz,
Bir dakikamız, bile olsa müşterek,
Ebedi şiarım olurdu,
Kirpiğinin ucunu bile incitmemek...

Haktan Nuri. 

2 Ağustos 2013 Cuma

Bir toz zerresi





Beni çamurla sıva.
Binlerce el gezinsin ilk bahar yağmuruna değin heybetli,
Sonrasında eriyiveren tanrısallığımda.

Beni yüceltin yumurta akıyla.
Zırhımı kuşanayım ki aynı zamanda ölümümü de.
Çıplak ayaklar kamıştan melodiye uysun tepinsin dursun.

Beni çamurla sıva .
İçim karanlık ve dar dehlizlerle örülsün,
Birkaç altıgen yıldız bazı bazı gözüksün,
Soğuk bir sema içimi örtsün ,
Biteviye bir çıtırtı kendimi duymamı unuttursun.

Beni o gülüşlerinde yeniden yarat,
Sen beni bensiz mutluluğunda yeniden çoğalt,
Sen beni çamurla kille toprakla suyla sıva.
Çünkü yine biliyorsun ki ,
Ben hiç bahar göremeden yok olacağım.
Senin yoksunluğun beni cansız kılacak.
Kuruyup kalacağım.
Bir duvarıma bir tuğla koyan olmayacak.
Başımı kesen bulunmayacak.
İffetsizce bile ölemeyeceğim.
Toz olacağım.
Saçına bile konamayıp,
Hepten yok olacağım.

Sen beni çamurla sıva. 
Rüzgarda uçuşan bir toz zerresi bile olsam,
Sende yok olayım senin tozun olayım.
Ya da sen beni...


Haktan Nuri..

11 Temmuz 2013 Perşembe

Kahramanım

Bir fedakarlığı gördüm,
Kör olası parasızlık.
Uzun ve ince bir feraceyle örtülse de,
Işığı göz alıcıydı.
Teni kadar soluk yüzü kadar karaydı.
Ve buna rağmen nasıl aydınlıktı.
Nasıl bunca zayıf ve bunca güçlüydü?
Ah nasıl bir kudretti bu nasıl?
Yere dokunmadan atılıyordu adımları.
Etrafında ecnebi bir lisan titreşirken,
Vatan toprağı ayak izinden dökülüyordu.
Sessiz ve ilkel davullar çınlıyor,
Doğduğu diyarın rüzgarı korku doluyordu.
Kim ister muhacir olmak?
O hem de kahraman oluyordu.
Gün doğar gibi hayata dokunuyordu.
Ben kahramanımı önümde buluyordum.
Ruhum kararıyor,kalbim ağarıyordu.
Kahramanım,
O bunu bilmiyordu..

Haktan Nuri..


sabır ve umutla beklemek

1 Temmuz 2013 Pazartesi

boyalı kuş




Renkli bir kuş görsem
Boynunda siyah bir kurdale.
Tüyü gözüme değse,
Nakış kadar ipince.
Dişlerim kamaşsa,
Revolver
Yüzüme çevrilince.
Bulabilsem izini,
Koklayarak sadece.
Her şey asli yerine dönse,
Gürültüsüzce.
Seni hatırlamaktan kurtulsam,
Uyanınca ve uyurken her gece.
Kalbimin parçalarını puzzle seven kızım koysa yerli yerince.
Ben de seni düşünmemden azad olsam. 
Korna çalarak uzaklaşsa hüzün ruhumdan.
Kırık dökük betonlarda ayağımı burksam.
Eğilip bakınca yanyana isimlerimizi okusam.

Renkli bir kuş görsem
Boynunda adın yazılı bir paçavra.
Gözlerim yansa,
En günahkar insandan bile utansam.
Dut ağacı kurusa, ben hala o dala çıkıp uzun uzun otursam.
Meltem ılık esse, güneş balkondan düşse.
Çorabım delinse, delik deşikse.
Meyva kabukları saatin kadranını kirletse,
Vaktimi şaşırsam.
Antrenin ışıkları kuvvetlice yansa.
Tafta perdeler toz kokarken,
Saçlarımda güherçile tutuşsam.

Renkli bir kuş görsem
Ya da bana öyle gelse.
Gözlerim pek çok bozulsa,
Ya da anadan kör olsam,
Hiç görmemiş olmak için seni.
Başka türlü bu ümit
Eksilmez ki.

Ya kuşlar boyanmalı Bunuel filmleri gibi.
Ya bakar olsun gözlerin eski zamanlar gibi.
Ya sen bir rakı bardağında erimiş eski erin gibi.
Ya ben bunu asla anlayamayan bende'n gibi.

Hiç renkli kuş gördün mü
Bende'n gittiğinden beri ?


Haktan Nuri..

29 Haziran 2013 Cumartesi

daktilo

Ben Mesut Harmancı ilan ederim ki:
bu haktan denilen .bnetor aynı zamanda .avşakların şahıdır.bunun kanıtı ise kişiliğinde saklıdır,anlayabilmek için şahsı tanımak gereklidir.bu şahsın burnu bugünlerde .oka batmış olup,.oktan çıkacağa benzememektedir.bu herif sanırım kurtuluş umudu olmadığını bildiğinden durumdan kendini temize çıkarmak için herhangi bir çabaya sahip değildir.
Fakat bunun yanında yüce insan,mümtaz şahsiyet,zeki ve yaratıcı birey Mesut Harmancı hiçbir yanlışa sahip değildir.


1995 sonbahar

20 Haziran 2013 Perşembe

naive





"sen öyle naif bir ruha sahipsin ki
hem çok istediğim duygun ve aklın..
ama
hem de en kaçmak ve uzak kalmak istediğim.. "

Kalp tegallüp eder..

vehimle amel edilmez dedi hocam,
hep doğru söyler.
keramet sahibidir,beni bile sever.
gelir bir söz söyler,
sevindirir...

Haktan Nuri..

12 Haziran 2013 Çarşamba

eşyanın ömrü






bu kadar mukavim olmasa camlar,
pek uzun ömürlü mavi tuzluklar.
bin kere giyilebilir mi merserize,
parçalanmadı gitti ipli ayakkabılar.

sen gittin ne çok günler geçti,
"ben kaldım cehennemi seçtim.."


1.
Buradan bakınca da dolunay
Japonya'dan da Kanada da
Hatırladığı değişmez insanın
Eller yanında unutulmuşsa da

2.
Her saat bir akrep sokuyor avucumun içini,
Yelkovan en ince damarlarımda,
Sağ eli duvarda geziyor.
Dağlanmış bir bıçak seçiyorum hatıralardan,
Hızla kalbime batıyor.
Koyu kan durana kadar emiyorum,
Zehiri-aşkın bitmiyor.
İçimdesin, eksilmiyor..


Haktan Nuri..






18 Mayıs 2013 Cumartesi

10 Mayıs 2013 Cuma

hymenally challenged

Dün gece karnımı yardın.
Kara oldu ellerin.
Kan hiç akmadı.
Kötü bile kokmadı.
Bir ateş vardı aldın attın.
Öylece yüzüme baktın.

Hasretten olmalı bu bulantı.
Yamuk yumuk eşyalar,
Sureti kayık insanlar,
Zani hevesli kadınlar.
Bunaldı ömrüm lodos bastı ruhuma,
Deliğimden çıkamasam da.

Yüzüme bakıp,
"Hasat sıkıntısı " dedin.
Seni gördüm,
Ve böyle birşey söyledin.


Haktan Nuri.


4 Mayıs 2013 Cumartesi

Ağaç

Kocaman bir ağaca sarılır gibi sarılsana bana.
Öyle ulu bir ağaç ki bulutlara payanda.
Yaslanıp etrafında dönmüş devrana.
Sarıl-sana bana...

Haktan Nuri..

15 Nisan 2013 Pazartesi

Kavuşma




Bir adam bir dal görse,
Eğilip alsa,
Bir yere koysa.
Sonra onu
Bir kadın bulsa,
Alıp da atsa,
Kim kazanır dostum?
Kim kaybedendir?

Dal mühim ise eğer,
Bilineki rayihası cennetten bir mor salkım idi...

Yok değil ise eğer,
Erkeğin eli değdi gözü gördü dili sustu kalbi bekledi...

Müteakiben dostum.

Kadın tuttu attı ya,
Bunca zamandır dokunamadığı teni sevdi.

Kadın baktı gördü ya,
Onca aydır dalamadığı gözleri sevdi.

Bir an merak etti ya,
Şunca mevsim susan dili sevdi.

Demek ki dostum,
Seven kavuşurmuş.
Bir dal olur da
Buluşurmuş...

Haktan Nuri..

"bir kadın yerde bi dal bulsa
o dal kurumuş olsa
dalı alsa
toprağa koysa su taşısa
taşısa
taşısa
bir adam gelse
dalı alsa
yeniden yere koysa

sudan topraktan uzak tutsa
kadın su verse
adam geri alsa
kadın verse
adam alsa
bu hikaye kaç kere kendini tekrar eder dostum
dal suyundan, toprağından uzak

ne kadar direnir
can umudu biten dal
hangi kuşun kanadını kırar  sonra
dalın kimden intikamıdır bu"



4 ever & ever

10 Nisan 2013 Çarşamba

şelale

Souvenir, souvenir, que me veux-tu?   Verlaine

(Hatıralar, hatıralar, ne istersiniz benden?)


sen..
bu hesap günü.
mevsim dönümü.
bir lahiti parçalayan haşgeş tohumu gibi küçükken,
heybetli bir şelale gücüyle ve direnciyle ve serinliğiyle ve uğultusuyla
musallat olduğun kalbimden git artık.

sen..
teknik bir üniversiteye şiirler söyle,
reklamında gözük sözsüz hareketsiz.
biber kabuklarını soysunlar bütünce şöyle,
bilmesen de bilirmiş gibi çene bağımı hissiz.

sen..
efsunlu gülüşler,toplu saçlar ve puantiyeli baby collar elbiselerinle.
saat bir anda altıyı vurup,
teeccüdde bir sela umulunca.
gitme yok gitme.
ya aklım da kalbimle giderse..

Haktan Nuri..



29 Mart 2013 Cuma

son mektup

 
O  ada
alnım hiç değmedi secdeye
dilimde hep Baki
"Baş eğmeziz edâniye dünyâ-yı dûn için "

serildim sevdaların ayak altına
yüz sürdüm
pervane oldum tavaf ettim ateşlere
kül oldum pervaneden ve ateşten vazgeçmeden
....... (8mart)
kılıçtan korkmadım
kılıç tutmadım
biri çıktı karşıma elinde kılıç izi
ciğerimde yanan karanlığın gizi (8 mart)
sen evvelsin ahirin olamaz
bene dönük gönlün zahirin olamaz (10 mart)
ben seni değil
ihtimali sevdim
ben sende
"bir ihtimal"i sevdim
geçtim aşkın çırağından kalfasından

ben sende son ihtimali sevdim (17 mart)
her şehrin yağmuru bir başka ıslatır
bu şehrin yağmurunda
gözümdeki izini aldırdım
bir çizik kaldı gözbebeğimin ardında (22 mart)


gittiğin yol sendin.
önün sıra bendim.
hani kendinden korkmazdı
Bendilliğin...


haktan nuri
Nisan mevsimi.

25 Mart 2013 Pazartesi

Istanbul korkusu



Istanbul hep senden mi ibaret?
her barakanın tokmağına dokundun,
her taşlı yoldan yürüdün mü?
günü bile yüzünü mü seçti batarken,
suyu hep mi saçlarından süzüldü.
tüm hayırları minicik ellerinden mi geçti,
kokunu mu verdin arsız bahar dallarına.
sarılışın mı denizde esen rüzgarı dört yönüme.
bir sen misin Istanbul,
hep sen misin?

sen benim,
Istanbulum musun daima..

Haktan Nuri..


19 Mart 2013 Salı

Sokak

Gece geç vakit ışığın yanıyordu.
Tek göz oda tek göz yalnızlık.
Bu adam yağmurda duruyordu.

Bu adamın boynu uzadı.
İçim sana uzandı uzadı.
Onbir adımda resimli duvardı.
Odan aydınlığınca içim karardı.
Sokaktan bakınca bu olurdu.
Uzak durmak böyle oluyordu.
Elim dilim aşkım,
Uzanamıyordu.
Uzanılmıyordu...

Gece ışığın yanıyordu.

Haktan Nuri.
10/03/2013
03:03

17 Mart 2013 Pazar

beyoğlu çikulatası



üşümüş gözleriyle bakarken
bana,

elinde fosforlu cigara.
tam da kallavi sokağın orada.
hem
büyütülmüş çocuk elleri de var,
tam şu anda.
eski kokuların kalmadığı ıslak podimada.
lavanta,
diyen kadın da olmasa,
başka bir şehirde gibi.
ya da başka bir zamanda.

sen,
o kocaman gözlerinle bakarken,
bana.

Haktan Nuri..
dünün gecesi..

26 Şubat 2013 Salı

Hava deniz ve kara kuvvetleri








Benim bu şehrin tüm martıları.
Bu şehrin bütün martıları benim.

Benim yerime denizliğine konan,
Gözlerinin içine uzun uzun bakan,
Hem vazife,hem aşkla sana sokulan,
Aslında bendim...

Balkonunu mesken edinen,
Karlı günlerde teneke tabakta,
Sade kırıntıyla beslenen.
Aslında her sözünü dinleyen,
Serçeyle kızılgerdan,
Huşuyla kendinden geçip ezber eden,
Sığırcıkla ökse kuşu,
Aslında bendim...

Her vapura binişinde,
Uskurun peşisıra iz iz dökülen
Denizanaları.
Gümüş sırtını sana sevdiren uskumru,
Yakamozları altüst eden yunuslar.
Sofrana kadar sızıp ölü gözleriyle bile
Sana aşkımla bakan lüfer,
Aslinda bendim...

Tembel kertenkele,
Meraklı tekirler,
Hüzünlü köpekler.
Limonla püskürttüğün karınca ordusu,
Koca çiçekteki tırtıl,
Bizzat bastığın toprak.
Aslinda bendim...

Kurt olan kuzu olan,
Seni merak eden seni özleyen,
Yerde gökte gördüğün ne varsa
İşte o benim.
Hava deniz ve kara
Kuvvetlerim.

Haktan Nuri...

19 Şubat 2013 Salı

mey





İçkiye mi başlamalıyım?
Lithium yarım gram mı?
Ya da sentetik hani burun düşüren.
Adrenalin fayda eder ise,
Atmalı bedeni yardan bir iple,
Ayak mı boyun mu seç istediğince.
Hacamat mı damar şarkılar mı?
Canavar korkusu gibi karanlıkta,
Beni ne sarsar bilemedim.

İçkiye başlamalıyım,
Sarhoş olmalı,seni belki öyle
Unutmalıyım.
Ayağım taşa takılmalı,
Yardan yuvarlanmalıyım.
Her bir parçam ayrı ayrı,
Seni öyle unutmalıyım.

Evet içkiye başlasam iyi olacak.
Sen kıyamamıştın o zaman,
O tahta masalı balıkçıda ama
Artık tek çare bu galiba.

İçkiye başlamalıyım bu defa.
Ya nasıl unutulursun acaba..

Haktan Nuri..

11 Şubat 2013 Pazartesi

Araf bu olmalı



Ne çok sevmiştim seni
Ne çok hatırlar mısın?

Aşiyan'da bir mezarlıkta ,
Elimde tek bir hatimle.

Yaşayan ve ölen tüm akrabalarını seven ben,
(Artık,)
Seni hiç sevmemiş gibi yapabilir miyim ben?

Sensiz duramam ki,
Ben.
Hatırla lütfen ...

Haktan Nuri..


"hasret en cömert ilham imiş.."

1 Şubat 2013 Cuma

bırakmışlar




bir bebek bırakmışlar,
bindokuzyüzyetmişdörtte
Kuzguncuk'ta.

ağlamak ne kelime,
gülen bir bebekmiş.
bulanlar adına güler demişler.

öksüz mü yetim mi belli değil ama
kapı kuytusunda büyümüş.
hayatını orada bulmuş.
sevdiği her şeyi,
sonra bir eşikte bırakmış.
öldü bil denilmiş.
gülücükler orada kalmış.

bebek bırakmak kolaydır geride.
gülücüğünü unutmak
ah o çok zor hiç görmesen de.

bir bebek bırakılmış,
Kuzguncuğa
seneden emin değilim,
bu da böyle biline...

Haktan Nuri..




dip not:
güler kahraman 
menteş sokak  akın apartmanı kuzguncuk üsküdar
1974 eylül ayı terk
meğer hakikat
gayrimeşru bir ilişki
bizzat bakmayan babaanne
nihayetinde çocuk esirgeme





26 Ocak 2013 Cumartesi

Yaşgünü

Bir sene daha geçti.
Yıllandım hızlıca, gazlı motörler gibi.
Bir daha, biraz daha, bir yıl daha, bir yaş daha.
Bu bir sene felek takvimim de
Yokun hissesi,
Yoksun diye.
Yaşgünüm, göz yaş/günüm oluverdi böylece.
Yoksunluğun en büyük yoksulluk neticede.
Bir sene daha bitti,
Gelmeyecek misin hiç,
Geriye?

Haktan Nuri.



16 Ocak 2013 Çarşamba

Thou shalt not

Akşamın rengini gördüm deminden.
Metal iskeletli uzun boyunlu canavarlar,
Sessizce içiyorlardı son kızıl deminden.
Soğuk ışıltı saçan sahte gerdanlıklarla,
Saatlik dilberler arzı endam ediyordu.
Aklımda hızlı hızlı bayraklar çekiliyor,
Burnumdan incecik ayak izin damlıyordu.
Kapı arkalarında tozdan bulutlar çoğalmış,
Dilinin ucunu gözüme değdirmeni umuyordu.
Akşam hayatıma geliyordu.
Mevsim sonbahar oluyordu.
Herşey silinip yitiyordu.
Sonum geliyordu.


Haktan Nuri.


9 Ocak 2013 Çarşamba

Karadır Elmas

Ağzım doldu.
Gözüm doldu.
Bir yudum nefes olsa,
Ne mümkün  burnum doldu.
Gözümün yaşı iz iz yoldu.

Işıksız ve nefessiz kaldım ya,
Ruhumda o tozdan o gazdan,
O derin madenin tazyikli örtüsünden,
Devasa elmaslar oldu...

Beni bir mezardan çıkarıp,
Diğerine gömmeyi bekleyen anam,
Kar yağıyor üşür toprakta diyen anam,
Görse de alsa o elmasları keşke.
Boynuna taksa benden miras diye.
Canım kadar kıymetli bir hediye.
Elimden gelen buydu...

Haktan Nuri ..


4 Ocak 2013 Cuma

bıçak

benden sakladığın suretim





Madem öldürdün beni,
hani üstümde kuru bıçak.
Kalbimdekini söylemem hiç,
o dışardan belli olmayacak..

haktan nuri..