Binlerce el gezinsin ilk bahar yağmuruna değin heybetli,
Sonrasında eriyiveren tanrısallığımda.
Beni yüceltin yumurta akıyla.
Zırhımı kuşanayım ki aynı zamanda ölümümü de.
Çıplak ayaklar kamıştan melodiye uysun tepinsin dursun.
Beni çamurla sıva .
İçim karanlık ve dar dehlizlerle örülsün,
Birkaç altıgen yıldız bazı bazı gözüksün,
Soğuk bir sema içimi örtsün ,
Biteviye bir çıtırtı kendimi duymamı unuttursun.
Beni o gülüşlerinde yeniden yarat,
Sen beni bensiz mutluluğunda yeniden çoğalt,
Sen beni çamurla kille toprakla suyla sıva.
Çünkü yine biliyorsun ki ,
Ben hiç bahar göremeden yok olacağım.
Senin yoksunluğun beni cansız kılacak.
Kuruyup kalacağım.
Bir duvarıma bir tuğla koyan olmayacak.
Başımı kesen bulunmayacak.
İffetsizce bile ölemeyeceğim.
Toz olacağım.
Saçına bile konamayıp,
Hepten yok olacağım.
Sen beni çamurla sıva.
Rüzgarda uçuşan bir toz zerresi bile olsam,
Sende yok olayım senin tozun olayım.
Ya da sen beni...
Haktan Nuri..