Birgün sanki yıllar
önce terkedilmiş gibi mahzun,
eski çarşafların altında saklanmış,
yaşanmışlıklarıyla baş başa kalmış,
alelade eşyalarla özensiz doldurulmuş,
belki
küf belki toz belki geçmiş kokan bir eve,
senin olduğunu dahi hatırlayamadığın
bir anahtarla girersin.
Donuk bir ışığı yakıp etrafına alıcı gözle baktığında
sana tanıdık gelen hiçbirşey yokken,
yanlışlıkla konmuş gibi yerine yabancı bir
menekşenin,
ölmemek için zamanla mücadele etmekten yorgun küçücük yapraklarının arasından,
sana hoş geldin dediğini görüp de
sarsılırsın ya:
işte o an bunun gerçekliğine inanamayarak.
duyduğun sevinç
tarifsizdir ya.
Bu tam da benim seni her görüşümde olduğu gibi.
ister fiilen,ister
zihnen.
Ama her görüşümde olduğu gibi.
haktan nuri..