Sen sevgili!
"Beni bir elma ağacına assana,
Veyahut göm dibine ki ayakucuma gelsin ,
Dalından yuvarlanan, o sevdiğin elmalar,erikler,armutlar.
Kucağınla derlemiştin, bilmem animsar mı zihnin.
Ya da, at beni bir yardan,
Misal mi? bizzat benim olan tanrı dağımdan.
Belki bir suya düşerim de sürüklenip,
Ya da bir dalda kalırım takılı,yarım tülbent gibi fiyakalı.
Altın bir yüzüğün olsa sanki daha kolay.
Setredilmis zehri dişlerime sürersinde,asilleşir olay.
Robdöşambrım eksik olmasın lakin,
Durmasın gazetede cesedim resmedilmis sakin.
Ah bıçak hep korktuğum kılık,
Ne olur, o olmasın canıma elinden kıyan patavatsız kabalık.
Sanki soyunmak gibi,etrafta varken amiyane kalabalık.
Hem ellerin kan olur, sızınca tenimden ılık ılık.
Peki piştov, revolver yada şarjörlüye ne buyrulur?
Ah adetleri bozuk,pek sesli,gürültülü ve huysuzdur.
İstemem hem soğuktur o demir bilirim,
Öldürdüm bizzat,yine ısınmadı bir an tetikteki elim.
Vermesin size de böyle bir his.
Ki yaptığınız bana kurtuluş,kime ne beis.
Kalmadı sanki yol,beni nasıl etmeli infaz?
Ya boğmalı ya bir ustura damarlarımı yolmalı,
Biri Roma,biri Memlük, değil mi mirim?
Eski usülden şaşmamalı....
Söylesene sevgili,
Ben bir an bile,kalbimde ihmal dahi edemezken seni.
Ya sen, ya sen,"
Nasıl öldürdün kendinde beni?
11 şubat 2012
haktan nuri