...

Verba volant, scripta manent

11 Şubat 2012 Cumartesi

mazimden

söz

seni sana,
nihayetsiz bir biçimde,
uzun uzadıya anlatmak isterdim.
mesela;ilk mucizeyi,
gözlerinden kaçtığım o akşamüstünü.
kanayan gözkapaklarımla,
sessiz ve öksüzdüm.
durdum ve düşünmeden sanki kaçar gibi,
bir taş attım,yaratıldığım çamuru umursamayan.
ah ne oldu?
ne oldu?
yüceliğinden düştüğüm gökler ne oldu?
imkansızlığın hades kapısındaydık hani
facia,
dili yabancı bir elem türküsü gibi.
bak;kör kuyudan sevda fışkırdı.
oysaki felek gebe tekelerle meşgulken,
kırlangıçlar yuvaya dönüş telaşesindeyken
çoktan gün dönmüştü,ömür dürülmüştü.
sonrasında
utandığım mazimden gelen
sabırlı rüzgarda bile çaresizlik  vardı.
keşke unutsaydım ellerim kenetlenmiş.
ah bilebilseydim keşke.
bunca zafer sonrası acıktığım neydi?

haktan nuri...