Çok kıymetli terlik.
X in evinde bir avize vardı. Bir ampulu yanmıyordu. Üstünde küçük abajur kumaşı olan altında porselen çanağında duy olan oldukça eskimiş ve bir kaç ev değiştirmiş onlu bir modeldi. Daha sökerken porselen çanak kırılıp yarısı yere düştü. Gözlerinde beni düşmüş gören alevlerle bana dedi ki “ hiç bilmiyorsun ben onu ilk evime tek lüks eşya olarak almıştım. Oysa sen hem kırıyorsun hem özür bile dilemiyorsun. “ O an içimde telafisi çok zor bir si teli uzun bir titreşimle koptu. Sonra bir müddet düşündüm. Ben sadece ona bir fayda sağlamaya çalışıyordum. Bu bir elektrikçinin elinde de vuku bulabilirdi. Ve ben artık kendimi hep o çanaktan ki “sevinç avizeden takım halinde yenisini bir gün içinde bulup almıştım” daha değersiz hissettim.
Onunla bağım sınırlı ve maskeli hatta mukavvadan idi. Oysa sana olan sevdam benim için sonbahar meyvası kadar benzersiz ve vazgeçilemez.
Ve ben tekrar düşünmek kurgulamak tartmak değerlendirmek sınıflandırmak velhasıl aklımla kalbime esvaplar giydirmek istemiyorum.
Seni yoruyorum ama bazen bana da yorucu geliyor. Huzurla yaşamak istiyorum. Seninle yaşamak istiyorum.
Not : bildiğim kadına ne zaman döneceksin ?