Keşke hayat görüşlerimiz de
uysaydı dedin.
Boynuma sarılıp o muzip tebessümünle hafifçe dudaklarımdan öptün.
Eski bir eskiye olacağı gibi olduğu kadar.
Kedilere küçük köfteler kuşlara minik ekmekler dizmiştin.
Bana bekle dediğin yerde.
Bir adam geldi ısrar kıyamet bana kocaman bir somun verdi.
Arabada birileri bekledi.
Kardeşin küçük bir dükkanda tezgahın arkasında durdu.
Hep çocuklar gelen giden hep çocuklar.
Sıcak bir gün ve bariz bir yokuş vardı.
Kimleri geçirdin kimileri gitmek için seni bekledi.
Sana hiç bir şey söyleyemedim ya.
Sanki istedim ama
Seni hala çok seviyorum diyemedim.
Yalan söylemiyorum artık.
O zamanları çok sevmiştim
Bizi daha çok bile diyemedim.
Çünkü bende sevmek evrildi.
Galiba büyüdüm ben.
Sen rüyama geldin.
Ben ter içinde uyandım.
Ben bu rüyayı niçin niçin hatırladım.
Hani rüya görmezdim hiç.
Hiç demeyecek kadar demek büyüdüm.
Boynuma sarılınca pilise eteğin açıldı.
Bir tek o mahcubiyetini özlemişim.
İşte bunu inkar edemem.
Burnunun ucuna bir pembelik gelir otururdu.
İşte bunu inkar edemem.
Bu ilkti
Hışımla gidişini
Benim kıpırtısız kalakalışımı
Önümdeki boşluğa bakışımı
Ve senin gözlerinde bir cehennemle geri dönüşünü
İşte bunu unutamam.
Bu sondu
Bileğinde patlıcan yanığıyla yürüyüşümüzü
Bana incik boncuk teklif edişini
Nefesimin duruşunu
Küçücük bir arabaya sığacak kadar küçülüşümü
Belki bir başka sevgiliye uzaklaşışını
İşte bunu unutamam.
Yoo hepsini unutuyormuşum
Meğer unutmuşum.
Aklıma zorla getirsem bile kalbime dokunmuyor.
Bu ben münafık olduğum için de değil üstelik.
İnkar etmiyorum ki.
İmanım yokmuş
Bunu anladım.
Büyüyor insan
Babası ölünce ağlayamasa bile
Büyümeyi seçiyor.
Soğukta bir taburede oturup düşünüyor.
Hayat görünenden ibaret değil.
Üşüdükçe hayatın kıymetini anlıyor.
Hayat bir rüyyadan ibaret ama değil.