Biryerlerden çıkıp,
İhanete koştuğum o an.
Kendime güvenemediğim,
Eşsiz derslerden sonuncusu.
Senin için de mühim,
Lakin bana ömür törpüsü.
Çünkü biliyorum çünkü,
O kelimelerden başka cümleler çıkmıyor.
Böyle bir saadet yokmuş olmuyor.
Çünkü biliyorsun çünkü,
Olmayan birşeyi bulmak ne mümkün.
Çünkü biliyorum çünkü,
Ne söylesem nasıl dönülür bunlardan sonra,
Bir bilsem bir bulsam,
Olduramıyorum olmuyor.
Çünkü biliyorsun çünkü,
Seni bunca severken bile ben,
Bana asla güvenme...
Haktan nuri..
29/05/2012
...
Verba volant, scripta manent
29 Mayıs 2012 Salı
22 Mayıs 2012 Salı
Cevap
18 Mayıs 2012 Cuma
Panacea // Elixir of life
17 Mayıs 2012 Perşembe
Goodbye Frank /// my attorney at law
Sen gülebilirsin.
Nefes alıp hayatını yaşayabilirsin.
Sen,benden vazgeçebilirsin.
Bir kedi alabilirsin hayatına,
Ya da tüyleri parlak bir aygır.
Yardım olmadan yürüyebilirsin,
Bir Hristiyan olabilirsin çabalayan,
Ya da bir İbrani gülme orucunda.
Sen benden gidebilirsin.
Venge lambri kaplayabilirsin,baharımın yılkı dalına.
Porno alışkanlığımı çarpabilirsin kasıklarıma.
Açlık grevi rastlantısıyla diyet yapar,
Histerik boyutlu sevilecek insan takıntımı,kül tablasına gömebilirsin.
Acımasız bir katil,sadist bir suçlu olmadığıma kendini ikna bile edersin.
Korsan şapkalı bir bebek,lavman sıfatlı numaralar yuvarlarken,
Çürük yumurta kokulu sarılışlara ruhumu bağladığımı bilirsin.
Dilinden duymak için adımı bir kerecik daha.
Sen gülebilirsin.
Mutluyu,memnunu geç razı bile olamıyorum,anlamıyor olamazsın,
Altın tüylü bir köpeği tutup kemendinden çiçekli ağaç altında,
Bensiz gülüyor olduğuna.
Kaldı ki en iyi sen bilebilirsin.
Ben dudaklarımı dıştan benzetmeyle büzebilirken hayata,
Ve boncuklu kırbaçla,tedip ederken kendimi şiir kılığında.
Sen gülebilirsin.
Eskisi kadar saf olmadığından değil mi,
Bana ne istersen yapabilirsin.
Beni görmek istemezsin bir kez daha.
Ama
Seni sevdiğimi de düşünebilirsin.
Sonra buna,
Sen gülebilirsin...
Haktan nuri..
17/05/2012
Nefes alıp hayatını yaşayabilirsin.
Sen,benden vazgeçebilirsin.
Bir kedi alabilirsin hayatına,
Ya da tüyleri parlak bir aygır.
Yardım olmadan yürüyebilirsin,
Bir Hristiyan olabilirsin çabalayan,
Ya da bir İbrani gülme orucunda.
Sen benden gidebilirsin.
Venge lambri kaplayabilirsin,baharımın yılkı dalına.
Porno alışkanlığımı çarpabilirsin kasıklarıma.
Açlık grevi rastlantısıyla diyet yapar,
Histerik boyutlu sevilecek insan takıntımı,kül tablasına gömebilirsin.
Acımasız bir katil,sadist bir suçlu olmadığıma kendini ikna bile edersin.
Korsan şapkalı bir bebek,lavman sıfatlı numaralar yuvarlarken,
Çürük yumurta kokulu sarılışlara ruhumu bağladığımı bilirsin.
Dilinden duymak için adımı bir kerecik daha.
Sen gülebilirsin.
Mutluyu,memnunu geç razı bile olamıyorum,anlamıyor olamazsın,
Altın tüylü bir köpeği tutup kemendinden çiçekli ağaç altında,
Bensiz gülüyor olduğuna.
Kaldı ki en iyi sen bilebilirsin.
Ben dudaklarımı dıştan benzetmeyle büzebilirken hayata,
Ve boncuklu kırbaçla,tedip ederken kendimi şiir kılığında.
Sen gülebilirsin.
Eskisi kadar saf olmadığından değil mi,
Bana ne istersen yapabilirsin.
Beni görmek istemezsin bir kez daha.
Ama
Seni sevdiğimi de düşünebilirsin.
Sonra buna,
Sen gülebilirsin...
Haktan nuri..
17/05/2012
15 Mayıs 2012 Salı
SÜREYYA'ya
Pleiades
Yakamoz
Dün,
Tuz gölünde,ikindi üstü,
Yani bu saatlerde,
Yakamozla barıştım.
Eski sevgilim...
Nicedir dargındı bana,
Söyledi ki bağışlamış...
Beni bir daha anlatma dedi.
Son görüştüğümüzdeki gibi,
Beni anlamayanlara.
Bir sahilde idik,yanlış idi,yazık.
Eski sevgilim haklı çıktı.
Yakamoz,seni özlemişim dedi...
Haktan nuri..
17/01/2003
Tuz gölünde,ikindi üstü,
Yani bu saatlerde,
Yakamozla barıştım.
Eski sevgilim...
Nicedir dargındı bana,
Söyledi ki bağışlamış...
Beni bir daha anlatma dedi.
Son görüştüğümüzdeki gibi,
Beni anlamayanlara.
Bir sahilde idik,yanlış idi,yazık.
Eski sevgilim haklı çıktı.
Yakamoz,seni özlemişim dedi...
Haktan nuri..
17/01/2003
Gün
Benzer

Tozunu alır gibi yaşadım,bir müddet.
Defalarca açtım perdelerini hayatın,
Aradığım cevapları bulurum elbet.
Oysa hepsi birbirine benzermiş,
Mutlulukların...
Oysa herbirinin ayrı öyküsü varmış,
Mutsuzlukların...
Benim ki bir gülmeyen öksüz tarihçesi,
Bir benzeri vardır elbet.
Benim ki bir arayış hikayesi,
Korkarım daha sürer bir müddet...
Haktan nuri..
02/07/2003
kırk yaş buhranı

Uzakta balkan topraklarında,
Ya da kadim arz ı mevdutta.
Adım adım dönerken hayat çiçekleri usaresinde,
Ölüyor gibiydim yalnızlıkla belki yanlışlıkla.
Acı bir tat kalmışken ağzımda,
Hangi musallada yatırılan bedenim dedim?
Naylon bir yakıcılıktı servetim.
Kimsesizlik sarmal keşif sanki.
Kırlangıçlara özenirken uçan fareler geldi.
Dudağımdan sızan yalanı emdi,emdi.
Yaşım alnımın ortasında çift çizgi,der ki,
Tuzum tükendi.
Kutsasın beni duvarlar,taş duvarlar.
Ağlasın bana ürkek kanaryalar.
Uçup gitti kumdan kalem/cezre vakit varken.
Nefesimi tutsam da,
Ölsem,bir daha ölsem...
Haktan nuri.
01/02/2006
10 Mayıs 2012 Perşembe
faiz
Bugün aşkın kıymetini öğrendim.
Net ve sarih üstelik.
Tam yüzdoksanaltı lira,birazı da faizi.
Hani vouchere imza attın diye,
Ödeyeceğinden korktuğun o tatilde.
Devletin "Qua vadis" evrakı.
Üzerinde hem senin hem benim,
Adlarımızın olduğu yegane vesaik.
Her ne kadar benim arzu ettiğim,
Kırmızı ciltli defter olmasa da,
Yine de yanyanaydık ya.
Aylarca saklanmış benden.
Bilmem neden?
Kader tesadüf ettirince bana,
Boş vakit bahar arınmasında,
Ne yapacağımı bilemedim.
Çaresiz gidip bir veznede,
Aşkımı paraya tahvil mecburiyetiyle,
Ellerimle teslim ettim.
Ve öğrendim.
Mahalle röfleli bir kadın aldı elimden,
İsimlerimizi bile okumadı.
Aşkıma biçtiği bedeli ünledi,
Aldı kağıdı çizgiledi,mühürledi.
Bir çekmeceye selasız defnetti.
Elimdeki tek hakikatte gitti.
Şimdi bana kim inanır ki?
Desem,
Ben çok sevdim di.
Bedeli yüzdoksanaltı lira.
Birazı da kalan ömrüm,
Tüm faizi....
haktan nuri
10/05/2012
Net ve sarih üstelik.
Tam yüzdoksanaltı lira,birazı da faizi.
Hani vouchere imza attın diye,
Ödeyeceğinden korktuğun o tatilde.
Devletin "Qua vadis" evrakı.
Üzerinde hem senin hem benim,
Adlarımızın olduğu yegane vesaik.
Her ne kadar benim arzu ettiğim,
Kırmızı ciltli defter olmasa da,
Yine de yanyanaydık ya.
Aylarca saklanmış benden.
Bilmem neden?
Kader tesadüf ettirince bana,
Boş vakit bahar arınmasında,
Ne yapacağımı bilemedim.
Çaresiz gidip bir veznede,
Aşkımı paraya tahvil mecburiyetiyle,
Ellerimle teslim ettim.
Ve öğrendim.
Mahalle röfleli bir kadın aldı elimden,
İsimlerimizi bile okumadı.
Aşkıma biçtiği bedeli ünledi,
Aldı kağıdı çizgiledi,mühürledi.
Bir çekmeceye selasız defnetti.
Elimdeki tek hakikatte gitti.
Şimdi bana kim inanır ki?
Desem,
Ben çok sevdim di.
Bedeli yüzdoksanaltı lira.
Birazı da kalan ömrüm,
Tüm faizi....
haktan nuri
10/05/2012
9 Mayıs 2012 Çarşamba
avare
Yeter ki fark edin beni.
Vaktim çok,sabrım çok,tüm avareler gibi.
Her sabah elimde fincanımla gelirim usul usul.
ümitli/ısrarcı iğde dalları gibi..
haktan nuri
Vaktim çok,sabrım çok,tüm avareler gibi.
Her sabah elimde fincanımla gelirim usul usul.
ümitli/ısrarcı iğde dalları gibi..
haktan nuri
5 Mayıs 2012 Cumartesi
hıdırellez arefesi
‘Much Ado About Nothing’ |
hazır günü de gelmişken.
tanısın da beni diyorum,
yok yok tövbe...
ben onu tanısam diyorum.
hatta hazır karşılaşmışken,
Hızır ben olsam istiyorum.
gel de ruhuma bir yeşil dal sür,
artık anca fısıltıyla diyorum...
hıdırellez arefesi
haktan nuri..
2 Mayıs 2012 Çarşamba
es tan corto el amor, y es tan largo el olvido.
(Su birikintisi bile görmediyseniz ömrünüzde
okyanus sanırsınız bir kaç damlayı)
Sabahın kör saatleri gibi
Güneşe ulak vakitlerde
Kul-ağınıza düşüverirse
Aşk tınısı
Olur ya
Ağlamak istersem kollarınızda
Bana sakın
“Bekle” demeyin olur mu?
*"es tan corto el amor, y es tan largo el olvido."
pablo neruda
1 Mayıs 2012 Salı
gaibi ancak kim bilir?

Üstüme bir kumbara
"uyuz bir kıtmir gibi bulduğum her direkte sürünüp,
kendi illetinden sebep cerahatimi saçarken"
Bir anda mahpus kalıvermişim gibi kapanıyor.
Elimde eczası ezilmiş bir kaç kibritle yönümü arıyorum.
Ama ne karanlık dağılıyor, ne menzil beliriyor.
Kayboluyorum.
Kalabalıkların orta yerinde bir ama,bir samut gibi kendimde yitip,
Kayboluyorum...
haktan nuri..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)