...

Verba volant, scripta manent

15 Kasım 2017 Çarşamba

Dava

Hızlı bir cümle kur bu vakit
Renkli ve resimli olsun ama biraz sararmış 
Hani unutulmuş da azıcık gölgesi kalmış 
Henüz sıcaklığı dilinin ucunda
Tadı dokuz voltluk yassı pili yaladığından üç saniye sonrası 
Acısı göğsüne top gelmişken aldığın ilk nefes hizası olsun
Sonuna nokta koy ihmal etme
Yerli yerince olsun her şey
Sahte pozlar ve kedi muhibbanı menopoz acurluğunu uzaklaştır
Sal gitsin
Tabii yapabilirsen
Yalnızlığını sakla
Tabii yapabilir/sen
Ölü bebeğin boynundan tut çıkmazda 
Zincirle sırtına yolla bilmeyen görmez tarzında 
Savrulurken o köşeden başka düze
Adımı kalbine unutturmak güç mü 
Sahte gülücüklerde 
Bir cümle söyle
Vakit çok geç 
Hece hece
İsmimi söyle 
Üç hece

///

Artık hatırlayamıyorum
Artık hiç
Oysaki
Derin bir nefes aldı
Hava gri ve ıslaktı
Içerisi sıcak dışarısı kuzey kadar soğuktu
Ağır bir tiner kokusu asılı kalmıştı eski levhaların kirinde
Hat ti zat
Suni bir aydınlık ve teknolojik bir yabancılık gelip oturmuştu en sevdiği yere
Çıt çıt çıkmıyordu
Hatırladığı heryere ziyadesiyle bastığı halde
Kıble kalkıp gitmişti erenlerin eteğinde
Deniz çekilmişti kireçten kıpırtılarla geriye
Küçük elleri ve daha küçük ayakları dokunamiyordu ki hafifçe
Külah giymişti semaya uzanan boynu
Sarı ve çirkin bir zevksizlikle
Kardesim cok severdi halbuki
Gurbette sılayı özlercesine
Zorlaşmıştı o kapıyı açmakta 
Bunca beklediğim halde
Acur bir metal 
Ağır bir keder

///

Asabi oldum
Ya yorgun 
Ya yaşlı 
Ya üzgünüm 
Dayım öldü 
Huzursuzum
Kuzine yok artık 
Sapan alüminyum demlik revolver masmavi alevle yanan gözlerdeki dava
Hiçbiri yok
İlk öğrettiği serinkanlı olmaktı 
O da yok 






10 Ocak 2017 Salı

Kelime (yazılışını bilmediğim)

Böyle birşey işte hayat,
Alırken verir zannedersin,
Nerde,
Böylesi mutsuzluklarla kalıverirsin, 
Yalnız ve inanamıyorum nidalı bakışınla. 

Üçüncü şahıssın sen artık anca,
(Bir roman değil bir öykü değildir.Bir şiir asla istemez zaten seni.)
Adli vaka zaptında, 
Adı önemsiz eşkali belirsiz.

Tüm hayatlardan hızla uzaklaşan kişi olursun vakıa,
Kuru demirler ve (ekşimiş kevgir artığı) tarhanalar gibisin.
Masadan ittirseler düşeceksin. 
Bu muydu istediğin? 
Bu olabilir mi yerime seçtiğin?

Hadi git saçlarını kısalt filan,
Ya da oyna incik boncukla.
Oku "ya" bilirsen haydi,
Yaz bilmeden. 
Kaç ister insansız kalabalıklara.
Olmadı mı? 
Kafilesi göçmüş mevsimlik diyarlara.
Ne ben fikrinden ne kendinden kaçamazsın asla,
Örnekler gün gelir tükenip susunca.

Sevdasızlık ucuz askılı bluz.
Her yıl sadece senin bildiğin bir ay.
Matem ruhunu acıtır.
Ellerin is oldu artık, 
Dokunma.
O renkli çiçeklerin taş duvardan aktığı rüyaya.
Ayaklarını yıkayan olmaz ki bir daha, 
Kuvvetle tutarken dengeni parmak ucunda.
Susar konuşmaz insan yaban diyarında, 
Sıcak tek kalan aklımda,
Ve tertemiz bir su o adanın tek rıhtımında, 
Komünist zamandan kalma betonla.

Yalnızlık paçası uzun bir eşofman, 
Sensizlik mühim bile değilmiş.
İşte böyledir hayat,
Daha yazılışını bile bilemediğin kelimeler varken,
Ölür gidersin beyaz kağıtlarda.