...

Verba volant, scripta manent

11 Nisan 2016 Pazartesi

Mazi

Sükunetle oturuyorum gerçeğin bucağında
Ayaklarım sallandıkça mazi bulanıyor derken
Camlar yuvarlanıyor hiçten üzerime üzerime
Ölüm bile beni eskisi kadar korkutmuyor
Unutulmuş bir korna sesiyle zaman duruyor
Papatya şeklinde kremalı bir pasta elleyince
Koltukaltından öpmüşüm gibi sevinçle doluyor
Metal kumbaramla tahta çentikli masam
Bir katil sanma azad oluyor kızkıza dayanınca
Kodachrome saklı günler aylar boyunca
Bir dakikada ağlayabiliyor en mutlu kadın
Televizyonda gördüm de biliyor söylüyorum
Parmak ucuyla yaşamak varken üstelik boylu boyunca
Ne çok kağıt daha çok naylonlar sarıyor
Hayat ipi çözülmeden eskiyor sallanan kadehlerde
Bağırmadan konuş desem de unutmuş onu
Hırsla kalkıp üçgen sandviçi doreye sime buluyor
Bedeninde bir yer acıyor portakal büyüklüğünde
Senden sonrada doktor hala beni arıyor
Ameliyatsız kurtulsaymışım köpek dişi sızlıyor
Basamaklarca iniyorum pazen ışık ışık yanıyor
Nice uğraşsam da nafile buradan kaçılmıyor
Saten yüzlü bu seccade beni benden koruyor
Sessizce duruyorum gerçeğin karşısında
Ellerim titredikçe mazi siliniyor derken


Haktan Nuri